Maziden kalan bir fotoğraf, içinde cennet-i mekân,
Rumeli'nin hemen yanı başında bir ev, ardında malik-i sultan.
Yaşanan anıların belki de üzerini örtmüştür bunca zaman;
Boğazın budur lütfu, bir ömre değer yaşadığın her bir an!
Uzaktan sessiz bir gemi süzülür, söylerken hisara selam,
Raks eder ateş böcekleri, ezgileri inleterek her bir akşam.
Mavi, yeşil ve pembenin rengârenk cümbüşü, sanki bir bayram…
Yine de yetmez bu güzellikleri anlatmaya hiçbir edebi kelâm.
Önünde yaşayan bir tarih, sancağı dikmiş bakıyor Ulubatlı Hasan,
Dibinde boynu bükük mezar taşları, altında ise yüzlerce yatan...
Yanından sokulur alaturka nağmelerin yankılandığı o güzel yol Aşiyan,
Misk-i amber gibidir etrafta koku salan, boğaz çiçeği erguvan.
Aziz şehir, güzel siluetin karşısında büyülenir her bir kul;
Tılsımınla yakarsın, vazgeçemez kimse senden, etmez başka şehri kabul!
Endamın yekparedir, evrenin prensesisin, sensiz kalır dünya dul.
Aşıkların aşkısın, canların cananısın, şehr-i hayal İstanbul!
Cemal Haki
0 yorum:
Yorum Gönder